Türkiye’nin beslenme ve sağlıklı yaşam alanında faaliyet gösteren öncü kuruluşlarından Sabri Ülker Vakfı, 4 Mayıs 2017’de İstanbul’da 4. Beslenme ve Sağlıklı Yaşam Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. “Yeme Davranışının Sağlık Etkileri” temasıyla Conrad Istanbul Bosphorus Otel’de düzenlenen zirvede dünyaca ünlü bilim insanları, yeme davranışlarının, sağlık üzerindeki etkilerini bilimsel çalışmalarla gözler önüne serdi.
Zirvede Avrupa Gıda Bilgi Konseyi’nin (EUFIC) koordine ettiği, Türkiye dahil 5 ülkede yapılan “Gıda Seçimini Tetikleyen Faktörler/ Driver’s Of Food Choice ” araştırmasının sonuçları da ilk kez kamuoyuyla paylaşıldı. Araştırma sonuçlarına göre, Türklerin gıda seçimlerini gıdadan aldıkları keyif ve sağlıklı hissetme duygusu belirliyor.
Sabri Ülker Vakfı’nın temel misyonlarından biri olan araştırma ve eğitim programlarının desteklenmesi hedefi doğrultusunda düzenlenen ve uluslararası katılıma da açık hale getirilen Sabri Ülker Bilim Ödülü de bu yılki sahibini buldu. Ödül, Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Ebru Erbay’ın oldu.
Toplumun gıda, beslenme ve sağlıklı yaşam alanında güncel, güvenilir ve bilimsel bilgiye ulaşması için çalışmalar yürüten Sabri Ülker Vakfı, 4 Mayıs 2017’de “Yeme Davranışının Sağlık Etkileri” temasıyla 4. Beslenme ve Sağlıklı Yaşam Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. Conrad Istanbul Bosphorus Otel’de gerçekleştirilen zirvede; yeme davranışının kazanılmasında bilişsel etmenler, çevrenin rolü, çocukların yeme davranışlarını etkileyen faktörler gibi konular, dünyaca ünlü bilim insanlarının sunumlarıyla çok yönlü olarak değerlendirildi.
Yemeği önce duyularımızla deneyimliyoruz!
Zirvenin konuşmacılarından Purdue Üniversitesi Beslenme Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Richard Mattes, tat alma, görme, koku gibi duyusal uyarıcılarımızın gıda tercihlerimiz ve dolayısıyla sağlığımız üzerindeki etkisini gözler önüne serdi. Colorado Üniversitesi Pediyatri ve Tıp Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr James Hill ise, obezitenin bir problem değil semptom olduğuna dikkat çekerek, insanların sağlıklı davranışlar ve alışkanlıklar edinerek, çevreye “direnme” yollarını keşfedebileceğini vurguladı. Oxford Üniversitesi’nde Gastrofizik Prof. Charles Spence de, katılımcılara yeni yemek yeme bilimini tanıttı: Gastrofizik! Sunumunda yemeklerin insanlara daha lezzetli gelmesini sağlayan ve tokluk hissi veren psikolojik yöntemleri sıralayan Spence, yemeğin aslında öncelikle gözlerle yendiğini ve tabağın renginden ortamdaki müziğe kadar pek çok parametrenin yemeğe dair algımızı etkilediğini anlattı.
ABD Emory Üniversitesi Hematoloji ve Medikal Ontoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ömer Küçük de, yemek alışkanlıklarının değiştirilmesi ile birçok kanser türünü önleyerek, daha sağlıklı bir topluma kavuşabileceğimize dair bilimsel bulguları paylaştı.
Gıda tercihlerinde en önemli seçim etkenleri: Haz ve sağlık
Zirvenin konuşmacılarından Danimarka Aarhus Üniversitesi Pazarlama Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Klaus Grunert, “Gıda Seçimini Tetikleyenler Faktörler / Driver’s Of Food Choice ” projesinin sonuçlarını ilk kez Türkiye’de, zirve kapsamında paylaştı.
Türkiye ayağını Sabri Ülker Vakfı’nın yürüttüğü proje, İngiltere, İtalya, Fransa ve Polonya’da pilot olarak yürütüldü. Bilimsel danışmanlığını Prof. Grunert’in üstlendiği araştırmada; kahvaltılık gevrekler, hazır yemekler, yoğurt, tatlı atıştırmalıklar, bisküvi ve soğuk içecekler olmak üzere altı farklı ürün grubunu tüketen insanların ne hissettikleri, o ürünü neden tükettikleri sorgulandı. Prof. Grunert, araştırma ile ilgili şu bilgileri paylaştı. Prof. Grunert,
“Beş ülkede gerçekleştirdiğimiz görüşmeler sonucunda, hem ürün kategorileri hem de ülkeler arasında seçimi etkileyen etkenler bakımından önemli farklılıklar olduğunu gördük. Araştırmayı gerçekleştirdiğimiz bütün ülkelerde üründen alınan keyif, haz ve ürünün sağlıklı olduğu algısı, en önemli seçim etkenleri olarak ortaya çıkarken; güven, marka ve ekonomik faktörlerin de önemli rol oynadığını gördük” dedi.
Araştırma sonuçlarına göre, İtalyanların markaya önem verirken, Türklerin ise lezzet aradığını söyleyen Prof. Grunert, Polonyalıların gıdaya yakıt gözüyle baktığını ve tercihlerinde daha çok ekonomik faktörlerin rol oynadığını belirtti.
Ürün tercihini lezzet belirliyor
Araştırma sonuçları ülkelerin aynı gıdaya nasıl farklı bir bakış açısıyla yaklaştığını da gözler önüne seriyor. Kahvaltılık gevrekler, İtalyanlar için sağlık ve dengeli beslenmeyle eşdeğerken Fransızlar için sağladığı enerjiyle üretkenliği artıran bir gıda olarak görülüyor. Polonyalılar ve Türkler kahvaltılık gevrekleri pratikliği nedeniyle zaman kazandırdığı ve sağlıklı olduğu için tercih ediyor. Soğuk içeceklerde ise İngilizler lezzet ve sağlık arıyor. İtalyanlar bu tarz içecekleri gıda israfını azalttığı, tasarruf ve kilo kontrolü sağladığı için tüketiyor. Fransızlar soğuk içeceklerde meyve ve vitaminler içermesi gibi farklı özellikler ararken Türkler sağlığı ve lezzeti meyveli soğuk içeceklerde buluyor.
Türkler tatlıyla sosyalleşiyor
Gıda Seçimini Tetikleyen Faktörler araştırması, Türklerin tatlı tercihlerinin sosyalleşme ile ilişkili olduğunu da ortaya koyuyor. Araştırmanın yapıldığı her ülkede mutluluğun yolunun dengeli beslenmeden geçtiğini sonucu görülürken İtalyanlar, İngilizler ve Fransızlar için yoğurt tüketmek mutluluk veriyor. Araştırmaya göre, Türkler gıdalarla ilgili farklı bilgiler yüzünden sağlıklı seçim yapmakta zorlanıyor. Avrupalılar bisküvi gibi tatlı atıştırmalıklardan lezzetli olduğu için haz duyarken, Türkler ise lezzetin yanı sıra sosyalleşmeye yardımcı olduğu için de tatlı ürünler tüketiyor.
Beslenme ve sağlıklı yaşam alanlarında bilgi kirliliği ile mücadele şart!
Kurulduğu günden bu yana ulusal ve uluslararası düzeyde pek çok bilimsel çalışmaya destek olan Sabri Ülker Vakfı’nın Genel Müdürü Begüm Mutuş ise, “Gıda Seçimini Tetikleyen Faktörler / Driver’s Of Food Choice” projesi bize Türklerin diğer ülke insanlarına nazaran gıdalar konusunda daha komplike bir bilgi dağarcığına ve bakış açısına sahip olduğunu gösteriyor. Bu da gıda sektörüne karşı yoğun ilgilerini açıklıyor. Beslenme biliminde doğru bilinen yanlışları ortaya koymak ve sağlıklı yaşamı teşvik etmek amacıyla düzenlediğimiz zirve kapsamında gıda tercihlerine dair yapılan en kapsamlı araştırmalardan birinin sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılması, bizim için çok önemli. Çıkan sonuçlardan ve burada son çalışmalarını bizlerle paylaşan seçkin bilim insanlarının söylediklerinden yola çıkarak bir kez daha farkına varıyoruz ki; tüm yaşam kalitemizi etkileyen beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmemiz, dengeli beslenmemiz ve fiziksel aktiviteyi arttırmamız gerekiyor” dedi.
Medyanın 365 gün boyunca en sevdiği konu: Beslenme
Zirvede ayrıca, sağlık iletişimi konusu da önemli bir gündem maddesiydi. Bu alanda Türkiye’nin deneyimli akademisyenlerinden Bilkent Üniversitesi İletişim ve Tasarım Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Bülent Çaplı’nın moderatörlüğünü üstlendiği “Sağlık İletişimi Paneli”nde, The Independent Gazetesi eski bilim editörü Steve Connor, İngiltere basınından verdiği örneklerle, çeşitli gıda ürünlerine yönelik haberlerin toplumda yarattığı endişeye dikkat çekti. Özellikle deli dana hastalığı ve İngiltere’de yaşanan at eti krizi ile ilgili haberleri katılımcılarla irdeleyen Connor, halkın, gıdaların güvenliği ve besin değerleri konusunda doğru ve sorumlu bir şekilde bilgilendirilebilmesi için bilim insanları ile medyanın işbirliği yapması gerektiğini vurguladı. Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneği Genel Sekreteri ve Sağlık Editörü Ziyneti Kocabıyık ise beslenmenin, medyanın 365 gün boyunca en sevdiği konulardan biri olduğuna dikkat çekti. 2015 yılının ilk dokuz ayında 2 bini aşkın gazete ve derginin taranmasıyla elde edilen verilere göre yazılı basında 256 binden fazla sağlık haberi yayınlanırken, ilk sırada beslenme üzerine yapılan haberlerin olduğunu aktaran Kocabıyık, beslenme, obezite ve diyet haberlerinin, çağımızın hastalığı kanseri bile geride bıraktığını açıkladı. Kocabıyık, Türk medyasının beslenme konusunda kaynaksız haberlere de yer verdiğini belirterek, gazetecilerin haber alma kaynaklarına dair önemli bilgiler verdi.
- Sabri Ülker Bilim Ödülü Sahibini Buldu
Zirve kapsamında, Sabri Ülker Bilim Ödülü de dördüncü kez sahibini buldu. Sabri Ülker Vakfı tarafından “Beslenme, araştırma, eğitim programları ve diğer girişimleri destekleme” hedefiyle düzenlenen “Sabri Ülker Bilim Ödülü” yarışmasına bu yıl da ilgi büyüktü. Ulusal ve uluslararası düzeyde onlarca başvuru alan ödülün bu yılki teması; “Beslenme, Metabolizma ve Toplum Sağlığı” olarak belirlenmişti. Sabri Ülker Bilim Ödülü’nün sahibi “Sağlık İçin Bioaktif Lipitler” projesiyle Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Ebru Erbay’ın oldu. Erbay ödülünü, Sabri Ülker Vakfı Onursal Başkanı Oltan Sungurlu, Sabri Ülker Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Dr. Zeki Ziya Sözen ve Harvard Üniversitesi Uluslararası İlişkilerden Sorumlusu Rektör Yardımcısı Mark Elliott’dan aldı.