Şekerli Mamul Sanayicileri Derneği (ŞEMAD) Genel Kurulu’nda yeniden Başkanlığa seçilen Şemsi Kopuz, sektörün en önemli sorununun Şeker Kanunu ile getirilen şeker üretimindeki kotalar olduğunu, kota sisteminin gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye şekerli mamul sektörü kuruluşlarını çatısı altında toplayan Şekerli Mamul Sanayicileri Derneği (ŞEMAD) Yönetim Kurulu Başkanı Şemsi Kopuz, Ramazan Bayramı öncesinde sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye Şekerli Mamul Sektörü
Ülkemizde şeker ve şekerli mamuller denildiğinde ilk olarak geleneksel ürünlerimiz olan lokum, tahin, helva ve akide şekerinin akla geldiğini belirten Kopuz, sektörün süreç içindeki gelişimini şöyle anlattı:
“Cumhuriyet’in ilanından kısa bir süre sonra, 1926 yılında Uşak’ta açılan ilk pancar şekeri fabrikası ile birlikte lokum, helva gibi geleneksel ürünlerin üretiminde yavaş da olsa artış yaşanmaya başlamıştır. Üretim; yeni şeker fabrikalarının açılmasıyla artmaya devam etmiş, buna paralel olarak geleneksel şekerleme ürünlerinin üretildiği atölye büyüklüğündeki işletmelerin sayısı artmıştır. Aynı dönemlerde Türkiye’nin ilk çikolata fabrikası da hizmete girmiş ve tüketici çikolata ile tanışmıştır. 1986 yılında Adana’da kurulan ilk nişasta bazlı şeker fabrikası ile sektörün ihtiyacı olan ham madde üretiminde çeşitlilik, aynı zamanda da bir artış yaşanmıştır.
Tüm bu gelişmeler, şekerleme ve çikolata sektöründe geleneksel üretim şekillerinden teknolojik üretime geçiş aşamasının yapı taşlarını oluşturmuştur. 90’lı yıllar sektörün büyük oranda ihracata yöneldiği ve bunun sonucunda geliştiği yıllar olmuştur.
Günümüzde, geleneksel üretim yöntemleriyle birlikte modern üretim teknolojilerinin de kullanıldığı sektör, gıda sanayi içinde büyük yer tutan, üretiminde kullanılan ham maddeler, yardımcı maddeler ve ambalaj materyalleri ile yan sanayi dallarını da geliştiren en önemli sektörlerden biri haline gelmiştir.
Şekerli mamul sektörü, perakende satılan sofra şekeri dışında şeker ile ilgili tüm gıda ve içecek sanayi kollarını kapsamaktadır. Bunların başında alkolsüz içecekler, fırıncılık ürünleri (bisküvi, kek vb.), şekerleme ve çikolatalar, süt ürünleri, konserve gıdalar (reçel, marmelat vb.) gelmektedir.”
“Sektör net ihracatçı konumunda”
Dünyada şekerli mamul ihracatında ilk sıralarda Almanya, Belçika, Fransa, İtalya ve ABD’nin bulunduğunu, ülkemizin de en çok ihracat yapan 20 ülke arasında yer aldığını bildiren ŞEMAD Başkanı Kopuz, sektör ihracatına ilişkin şu bilgileri verdi:
“İhracatımızda ilk sırayı çikolata ve şekerlemeler almakta, bunu fırıncılık ürünleri takip etmektedir.
Türkiye şekerli mamuller sektörü, net ihracatçı konumundadır. Sektörün toplam ihracat içerisindeki payı %7-8 civarındadır. Sektörün ihracat amaçlı ürünlerde kullandığı şeker miktarı 2000/2001 pazarlama yılında 70 bin ton iken, 2013/2014 yılında 300 bin tona kadar çıkmıştır.
Son dönemde hem iç pazarda hem ihraç pazarlarındaki talepte yaşanan artış ve verimde yaşanan düşüş, sektörün en önemli hammaddelerinden olan şeker arzının yetersiz kalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, önceleri şeker konusunda kendine yeten bir ülke konumunda olan Türkiye, son iki pazarlama yılında ciddi miktarlarda şeker ithal etmek zorunda kalmıştır. Bunun yanında, ülkemizde şeker fiyatlarının dünya piyasalarına göre ciddi oranda yüksek kalması, şekerli mamul üretici ve ihracatçılarının rekabet şansını baltalamaktadır.”
Türkiye Şeker Sektörü
Bugün şekerli mamul sektörünün kullandığı ham maddelerin şeker pancarından üretilen sakaroz (sofra şekeri) ve türevleri ile temel olarak mısır nişastasından üretilen glikoz ve fruktoz şurupları olduğunu vurgulayan Kopuz, şeker sektörüne ilişkin de şu verileri paylaştı:
“Türkiye şeker sektörünün girdileri olan şeker pancarı ve mısır, ülkemiz çiftçisince üretilen ürünlerdir. Şeker Kurumu verilerine göre 2014 yılında 124.354 çiftçi tarafından 287.461 hektar alana şeker pancarı ekilmiş, 16,7 milyon ton pancar üretilmiştir. Aynı dönemde 658.645 hektar alana mısır ekimi yapılmış, 5,9 milyon ton mısır üretilmiştir.
Ülkemizde pancar şekeri üreten, 25’i kamu, 8’i özel sektör olmak üzere 33 fabrika bulunmaktadır. Bu fabrikaların toplam üretim kapasitesi yıllık 3 milyon ton kadardır. Yıllık pancar şekeri üretimi 2,5 milyon ton ile en yüksek seviyesine ulaştığı 2009/2010 sezonundan sonra düşüşe geçerek, 2014/2015 pazarlama yılında 2 milyon tona kadar gerilemiştir. Burada, hava şartları ve hastalıklar nedeniyle pancarın şeker veriminde yaşanan düşüş etkili olmuştur. Fabrikaların %75’i kamuya ait olsa da, üretimde kamunun payının giderek azaldığı da gözlenmektedir. Son dönemde pancar şekeri üretiminde kamunun payı %50’ler civarında seyretmektedir.
Mısır şekeri üretimi yapan fabrika sayısı ise 10’dur. Bunlardan 5’i kota dahilinde üretim yaparak şekerli mamul sektörü başta olmak üzere yurtiçine hammadde sağlarken, diğerleri ise ihracata yönelik üretim yapmaktadırlar. Yurtiçine arz izni olan fabrikaların üretim kapasitesi yıllık 1 milyon tondur. Diğer fabrikaların toplam kapasitesinin ise 330 bin ton civarında olduğu bilinmektedir.”
“Şekerde Kota Sistemi gözden geçirilmeli”
Bugün şekerli mamul sektörünün başta gelen sorununun şeker üretimini kotaya bağlayan Şeker Kanunu olduğunu belirten ŞEMAD Başkanı Şemsi Kopuz, “Kota uygulamasınedeniyle, gerek glikoz gerekse de fruktoz temini konusunda sektör olarak her yıl adeta kabus yaşamaktayız. ŞEMAD her zaman şekerde serbest rekabet ortamının savunucusu olmuş ve kota sistemine karşı çıkmıştır.” dedi.
Halen şeker piyasasında düzenleyici rol üstlenen Şeker Kurumu’nun lağvedilerek, görev ve yetkilerinin Bakanlığa devrinin söz konusu olduğuna dikkat çeken Kopuz, “ŞEMAD olarak sektörümüzü yakından ilgilendiren bu gelişmeleri yakından takip etmekteyiz. AB’nin 2017 yılından sonra şeker üretiminde kotaları kaldırmasıyla uluslararası piyasalarda daha çetin rekabet koşullarıyla karşı karşıya kalacağız. Bu nedenle Şeker Kurumu’nun lağvedilmesi sürecinde kota sisteminin de gözden geçirilmesinin ve kota uygulamasının evvel emir sonlandırılmasının uygun olacağını düşünüyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Şekerde Kota Uygulaması Nedir?
ŞEMAD Başkanı Şemsi Kopuz, şekerde kota uygulamasına ilişkin de şu bilgileri verdi:
“Türkiye’de şeker piyasası kota sistemi ile düzenlenmiştir. Şeker Kurumu tarafından her pazarlama yılı için ülke ihtiyacını karşılayacak şekilde pancar şekeri kotası belirlenmekte, mısır şekeri kotası da iç pazara yönelik ülke toplam şeker kotasının %10’u olarak hesaplanmaktadır. Bakanlar Kurulu gerek gördüğü takdirde mısır şekeri kotasını ilgili yıl geçerli olmak üzere %50 oranında artırmakta ya da azaltmaktadır. Bu nedenle pratikte mısır şekeri kotası, iç pazara yönelik ülke toplam kotasının %5’i ve %15’i arasında değişmektedir. Şeker Kurumu 2016/2017 pazarlama yılı için iç piyasaya yönelik toplam “A Kotası” 2 milyon 650 bin ton, pancar şekeri kotası 2 milyon 385 bin ton, mısır şekeri kotasını da 265 bin ton olarak belirlemiştir.
Avrupa Birliği’nde (AB) pancar ve mısır şekeri üretiminde kota uygulaması, 2017 yılı sonunda kaldırılacak, her türlü şeker üretim ve arzı serbest bırakılacak. Yapılan analizler kotaların kalkması ile AB’de serbest piyasa kuralları altında şekerde daha verimli üretimin ön plana çıkacağını ve buna bağlı olarak şeker fiyatlarının düşeceğini göstermektedir.
Şeker Kurumu verilerine göre 2014/2015 pazarlama yılında 2 milyon 58 bin ton pancar şekeri üretilmiş, bunun 2 milyon 19 bin tonu yurtiçine satılmıştır. Pancar şekerinin satış fiyatı bu dönemde kilogram başına ortalama 2,52 TL olmuştur. Aynı dönem üretilen mısır şekeri miktarı 547 bin ton olup, yurt içine satılan miktar 325 bin ton düzeyinde kalmıştır. Bu dönemde mısır şekerinin fiyatı, satış ağırlığına göre kilogram başına ortalama 1,74 TL olmuştur. Yaklaşık %25’i su olan mısır şekerinin pancar şekeri eşdeğeri fiyatı ise kilogram başına 2,32 TL’ye karşılık gelmiştir.