Türkiye Cumhuriyeti 94 yaşında, Cumhuriyet Bayramınızı kutluyorum. Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte Atatürk’ün yol göstericiliğinde; “Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferlerle tetviç edilmezse husule gelen zaferler payidar olamaz, az zamanda söner.” ifadesiyle başlangıç yapan kalkınma hamlemiz
zaman içinde inişli çıkışlı bir seyir izledi. Farklı sanayi politikaları arayışlarına gidildi. İlk sanayi tesisleri devlet
eliyle kuruldu, uzun yıllar karma ekonomi politikaları izlendi, kamu – özel girişimci ortaklığıyla hedeflere
ulaşılmaya çalışıldı.
Takip eden yıllarda ihraç edilebilir malların üretilmesi hedeflendi. İthal ikameci bir yapıyla
korunan Türkiye sanayinde 1960’lı yıllardan başlayarak “katma değerli sanayi üretimi” dile getirilmeye başlandı.
Sanayi 1980’den sonra dış rekabete açıldı. 1995 yılında Avrupa Birliği ile Gümrük Birliğine gidilmesinin ardından
dünya için üretim politikası benimsendi. Bugün Türkiye ekonomisinin gelişmiş ülkeler ligine sıçraması
için teknolojisini üreten, yüksek katma değerli sanayi üretimine geçmesi gerektiği konusunda tam bir fikir
birliği var.
Bunun için de ARGE ve Yenilikçilik siyasi irade tarafından var güçle destekleniyor.
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını ekrandan izlerken geçen 94 yıl içerisinde kurulan hükümetlerin programlarında
genelinde sanayileşme politikaları özelinde gıda sanayinin hangi ağırlıkta yer aldığını merak ettim.
30.10.1923 tarihinde kurulan I. Cumhuriyet hükümeti başlangıç olmak üzere bugüne dek kurulan hükümetlerin
11’inin programında ekonomi politikalarına hiç yer verilmemiş.
Dolayısıyla gıda sanayi ile ilgili bir ize rastlamak mümkün değil. 09.07.1942 tarihinde kurulan 13’ncü hükümet programında ilk kez gıdadan bahsedilmektedir. “Bir memleket, umumi ve geniş ihtiyaçlarını bizzat kendisi istihsal edemiyorsa o memleket sulhta ve harpte yabancı iradelerin tesirinde kalabilir. Onun için biz gıda, giysi, ayakkabı, silah gibi umumi ve geniş ihtiyaçlarımızı bizzat kendimiz yetiştirmek için her fırsattan istifade ederek çalışmak kararındayız” deniliyor.
24 Mayıs 2016 tarihinde kurulan bugünkü hükümet programında ise artık genel ifadelerden kaçınılarak şirketlere hedef veriliyor. “Sanayide dışa dönük bir yapı içinde, AR-GE, yenilik ve nitelikli işgücüne dayalı yüksek katma değerli mal üreten şirketlere sahip, orta ve ileri teknoloji ürünlerde Avrasya’nın üretim merkezi haline gelmiş bir ülke olma vizyonuyla hareket edeceğiz.”
Atatürk ve silah arkadaşlarının başlangıçtaki zor şartlara meydan okuyarak başlattıkları bu yolda Avrasya’nın üretim merkezi olma vizyonu ile gelişmişlik sınırlarımızı ülkece zenginleşme hedefine kilitlemiş bulunuyoruz. Nitelikli insan kaynağımız ve girişimci özelliğimiz ile bunu gerçekleştireceğimize yürekten inanıyorum.
“Gençler! Cumhuriyeti biz kurduk, O’nu yaşatacak ve yükseltecek sizlersiniz.” K. Atatürk
Cumhuriyetimizin 94. yıldönümü tüm milletimize kutlu olsun.