-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “7 bin yıllık köklü bir bağcılık kültürüne sahip olan Türkiye, Dünyada, bağ alanlarında 5., üzüm üretiminde 6., ihracatta ise 7. sırada”
-“Dünyadaki 7,1 milyon hektar bağ alanının 435 bin hektarı, 77,5 milyon tonluk üretimin 4 milyon tonu, 9 milyar dolarlık ihracatın 531 milyon doları Türkiye’den sağlanıyor”
-“Üzüm, A ve C vitamini bakımından oldukça zengin. 100 gram üzüm vücudumuzun günlük C vitamini ihtiyacının tam 3 katını, demir ihtiyacının 3’te 1’ini, kalsiyum ihtiyacının 5’te 1’ini karşılıyor”
Ankara -28.01.2018 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, asmanın dünya üzerinde kültürü yapılan en eski meyve türlerinden birisi olduğunu, “bu topraklarda yaşayan bizler üzümün kıymetini özellikle bilelim, 7 bin yıllık bağcılık geleneği başka yerde yok” dedi.
Şemsi Bayraktar, 7 bin yıllık köklü bir bağcılık kültürüne sahip olan Türkiye’nin, dünyada, bağ alanlarında 5., üzüm üretiminde 6., ihracatta ise 7. sırada bulunduğunu, dünyadaki 7,1 milyon hektar bağ alanının 435 bin hektarının, 77,5 milyon tonluk üretimin 4 milyon tonunun, 9 milyar dolarlık ihracatın 531 milyon dolarının Türkiye’den sağlandığına dikkati çekti.
-Anadolu zengin gen potansiyeline sahip-
Bayraktar, yaptığı açıklamada, asmanın anavatanının Anadolu’yu içine alan, Kafkasya’yı da kapsayan ön Asya olduğunu belirtti. Anadolu’nun hem yabani asma hem de kültür asması yönünden çok zengin bir gen potansiyeline sahip bulunduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Dünya üzüm üretimi 2016 yılında 77,5 milyon ton olarak gerçekleşti. Üzümde 14,8 milyon tonluk üretimiyle Çin ilk sırayı alıyor. Üretimde Çin’i 8,2 milyon tonla İtalya, 7,1 milyon tonla ABD, 6,2 milyon tonla Fransa, 5,9 milyon tonla İspanya, 4 milyon tonla Türkiye, 2,6 milyon tonla Hindistan, 2,5 milyon tonla Şili, 2,4 milyon tonla İran ve 2 milyon tonla Güney Afrika izledi. Üzüm üretiminde dünyada 6. sırada yer alan Türkiye, dünya üretiminin yüzde 5,2’sini karşıladı.
Üzüm üretim alanları dünyada 7,1 milyon hektarı buluyor. Bu alanın 920 bin hektarı İspanya’da, 843 bin hektarı Çin’de, 757 bin hektarı Fransa’da, 668 bin hektarı İtalya’da, 435 bin hektarı Türkiye’de, 410 bin hektarı ABD’de, 224 bin hektarı Arjantin’de, 207 bin hektarı İran’da, 203 bin hektarı Şili’de ve 175 bin hektarı Romanya’da yer alıyor. Dünyadaki bağ alanlarının yüzde 6,1’ine sahip olan Türkiye, sıralamada 5’nciliği alıyor.”
-“İhracatın yüzde 80’i kurutulmuş sultani üzüm”-
Dünyada 9 milyar dolarlık üzüm ihracatı yapıldığını vurgulayan Bayraktar, Türkiye’nin 2016 yılında 531 milyon dolarlık üzüm ihracatı ile Şili, ABD, İtalya Çin, Peru ve Hollanda’nın ardından Güney Afrika ile birlikte 7’nci sırada yer aldığını belirtti. Bayraktar, Türkiye’nin üzüm ihracatında yüzde 5,9 pay aldığını, buna karşın pay olarak Şili’nin yüzde 16,7’yi, ABD’nin yüzde 13,8’i, İtalya’nın yüzde 8,3’ü, Çin’in yüzde 8,1’i, Peru’nun yüzde 7,2’yi, üzüm üretmeyen, ithal ettiği üzümü değer katarak ihraç eden Hollanda’nın yüzde 6,9’u bulduğunu, Güney Afrika’nın da yüzde 5,9 ile dünya ihracatında Türkiye kadar pay aldığını belirtti. 2016’da yüzde 80’i kurutulmuş sultani üzüm, yüzde 19,7’sini ise taze sofralık üzümden oluşan ihracatın, 2014 yılında 679, 2015 yılında 570 milyon doları bulduğunu vurgulayan Bayraktar, “Türkiye dünyanın 102 ülkesine üzüm ihracatı yapıyor. İhracatta Avrupa Birliği ülkeleri yüzde 54,6 pay alıyor. Özellikle kuru üzümde ihracat imkanları artırılır, mevcut pazarlar korunur, yeni pazarlar bulunursa ihracat çok daha fazla artırılabilir. Üzümde ürün temizliğine ve ambalajlamaya da önem verilmelidir. Üzümde katma değeri artırıcı çalışmalar da yapılmalıdır” dedi.
-“Okul üzümü programı devam etmeli”-
Üzümün, A ve C vitamini bakımından oldukça zengin olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“100 gram üzüm, vücudun günlük C vitamini ihtiyacının tam 3 katını, demir ihtiyacının 3’te 1’ini, kalsiyum ihtiyacının 5’te 1’ini karşılıyor. A ve C’nin yanı sıra B1, B2, B6, E vitaminleri içerir. Potasyum, fosfat, fosforik asit mineralleri ile protein ve karbonhidrat açısından da oldukça zengindir.
Bu kadar sağlıklı bir besin maddesinin tüketiminin artırılması için gayret sarf edilmelidir. Özellikle okul üzümü programı devam etmeli, çocukların bu faydalı besinden azami faydalanmasına dikkat edilmeli, her yıl rekoltenin belirli miktarı bu program kapsamında değerlendirilmelidir.”