Boğaziçi Üniversitesi Sarıtepe Kampüsü’nde 2017 yılında faaliyete geçen İstanbul Mikroyosun Biyoteknolojileri AR-GE Birimi (İMBİYOTAB) liderliğinde hayata geçirilen “Biyoekonomi Odaklı Gelişim için Entegre Biyorafineri Konsepti” (INDEPENDENT) Projesi, Tarım ve Sanayi Bakanlığı ve Avrupa Komisyonu tarafından desteklenmeye hak kazandı. Tarım ve Sanayi Bakanlığı ve Avrupa Komisyonu’nun 4,9 milyon Euro fon sağladığı INDEPENDENT Projesi kapsamında biyoekonomi odaklı büyüme modeline dayanan ürün ve teknolojilerin fosil kaynaklara bağlı olmaksızın tamamen alg (yosun) tabanlı doğal kaynaklardan elde edilmesi hedefiyle Avrupa ve Türkiye’nin ilk ve tek karbon-negatif entegre biyorafinerisi hayata geçirilecek.
Bu çerçevede Türkiye’nin ilk yerli biyojet yakıtını üretmek için de harekete geçtiklerini belirten Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü’nden Dr. Öğretim Üyesi Berat Haznedaroğlu şu bilgileri paylaştı; “Bu alanda Türk Hava Yolları ile iş birliğine gittik. 2018 yılı sonunda başlaması planlanan 3 yıllık Ar-Ge çalışmaları kapsamında Boğaziçi Üniversitesi biyojet yakıtının üretimini, Türk Hava Yolları da testlerini gerçekleştirecek. 2021 yılında Türk Hava Yolları’nın biyojet yakıtıyla ilk test uçuşunu gerçekleştirmesi hedefleniyor. Türkiye’de yılda yaklaşık 25 milyon ton dizel tüketiliyor. EPDK Türkiye’nin mevcut biyodizel üretim kapasitesini dikkate alarak 1 Ocak 2018 itibariyle dizele yüzde 0,5 oranında yerli üretim biyodizel harmanlanmasını yürürlüğe soktu. Harmanlama kapasitesindeki artışın bir kısmını 2019 itibariyle biyorafinerinin sağlaması mümkün olacak. Biyorafineride üretilecek yakıt miktarlarının kısa dönemde yılda 30 ton civarında olması planlanıyor.”
2019 yılı başında tam kapasite üretime geçmesi planlanan sıfır atık hedefli biyorafineri; aynı zamanda 4 mevsim üretim yapılabilen, endüstriyel ölçekte dünyanın geniş ürün gamına sahip ilk biyorafinerisi, Türkiye’de büyük ölçekli alg işleyebilen ilk tesis olacak. Halihazırdaki 3.5 tonluk ıslak biyokütle işleme kapasitesi 100 tona çıkarılacak olan biyorafineride yılda 2400 ton kuru alg üretimi yapılabilecek. Karada ve denizde kurulacak alg üretim reaktörlerinde yetiştirilecek alglerden insan gıda takviyesi ürünleri, farmasötik özellik gösteren bileşenler, hayvan yemi uygulamaları, organik gübre ve biyoyakıtların da aralarında bulunduğu toplam 13 farklı ürün üretilmesi planlanıyor.
Cari açık konusunda da değinen Haznedaroğlu; “Yerli kaynaklardan üretilecek biyoyakıtların ve biyoyakıt üretiminde sağlanacak ÖTV indiriminin, en büyük cari açığı enerji alanında ve halen petrolde yüzde 90 dışa bağımlı olan Türkiye ekonomisine doğrudan katkı yapması, ülkemizin ithal edilen petrol ve petrol ürünlerine bağımlılığını azaltması bekleniyor. Organik biyogübre ve kaliteli yem ihtiyacının sağlanması ile biyorafineri tarım sektöründe de Türkiye’nin ithalatını düşürmesine yardımcı olacak. İhracat potansiyeli yüksek, küresel piyasa değeri milyar Euro seviyesini bulan doğal gıda boyaları ve omega-3 gibi faydalı yağ asitleri gibi ürünlerin entegre ve sürdürülebilir şekilde üretilmesi de Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünü artıracak” şeklinde konuştu.
Çalışmalar kapsamında ayrıca kamu üniversite sanayi iş birliği çerçevesinde başta gıda, enerji, çevre ve sağlık sektörleri olmak üzere birçok farklı sektörde faaliyet gösteren KOBİ’lere danışmanlık, proje geliştirme, teknoloji transferi, test ve analiz hizmetleri verilecek.