İZMİR Ticaret Borsası Meclis Başkanı Barış Kocagöz, iklim değişikliğinin tarım ürünlerine büyük zarar verdiğini, hiçbir önlem alınmazsa koşulların giderek daha da kötüleşeceğini, tarım ve gıda güvenliğinin tehlike altında olduğunu söyledi.
İzmir Ticaret Borsası (İTB) haziran ayı olağan meclis toplantısı yapıldı. İTB Meclis Başkanı Barış Kocagöz toplantının açılışında yaptığı konuşmada iş ve üretim dünyası olarak güven ve istikrar ortamında, başarı için birbirine kenetlenen barış sevdalısı siyasetçiler istediklerini ifade etti. Yeni sistemde borsa ile direkt olarak ilgisi olan bakanlıklarda da değişiklikler olacağını ifade eden Kocagöz, “Özellikle Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın, Ekonomi Bakanlığı ile birleştirilmesi ve ayrıca Tarım Bakanlığı’nın da, Orman Bakanlığı ile birleştirilmesi kurumumuzu oldukça yakından ilgilendiriyor. Borsa dünyası olarak da yeni kurulacak hükümette; Türk tarımının, üretiminin ve ticaretinin geliştirilmesi, büyütülmesi adına yapılması gerekenleri ısrarla takip ederken, elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz” dedi.
Son 45 yıldır artarak bozulan iklimin alarm verdiğini ve ciddi bir tehrit olduğunu dile getiren Barış Kocagöz, “İnsanlık olarak konunun vehameti ne yazık ki hala umurumuzda değil. Petrol türevi nakliye, enerji üretimi ve dolayısıyla sera gazları salınımı tam gaz devam ediyor. Halbuki her yıl bu bozulmanın artarak devam ettiğine hepimiz şahit oluyoruz. Hangi haziranda hepimiz bu denli yağmur, dolu ve sele şahit olduk? Eskiden 2-3 sel olurken şimdi en az 10 sel felaketi yaşıyoruz. Üstelik bu olayların alışmadığımız aylarda, hortum ya da dolu ile birlikte oluşması ciddi hasarlara yol açıyor. Bunun yanında, canlı yaşama da ciddi hasarlar veriyor” diye konuştu.
TARIM ÜRÜNLERİ İÇİN ÖNLEM ÇAĞRISI
Haziran’ın ilk 3 haftasında; Denizli, Manisa, Aydın, Afyonkarahisar, Bursa, Kocaeli, Bolu, Karabük ve Konya’da hayatın dolu nedeniyle felç olduğunu dile getiren Kocagöz, selden 8, yıldırım çarpmasından da 11 kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Kocagöz, hava koşullarının tarım ürünlerinde de büyük zarara neden olduğunu belirtti. Hiçbir önlem alınmazsa koşulların giderek daha da kötüleşeceğini anlatan Kocagöz, şöyle konuştu:
“Tüm ülkelerin sera gazı salınımlarını azaltmak adına yapabileceği herşeyi bir an evvel hayata geçirmesi gerekiyor. Başta yenilenebilir kaynaklar ile enerji üretimine süratle geçilmesinin sağlanması gerek. Ayrıca gaz salınımına neden olan tüm petrol türevi ve fosil yakıt kökenli tüketimin azaltılması için tüm dünya elinden geleni yapmalı. Aksi takdirde, başta yaşam, tarım ve gıda güvenliğimiz, sonra da gezegenimizin varlığı tehlikede.”
“SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİM YAPILMALI”
İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, seçimlerin ardından Türkiye’nin önemli hedefleri için hep birlikte büyük adımlar atılmasının önününün açılması gerektiğini dile getirdi. Türkiye’nin yüksek faiz, işsizlik, enflasyon, döviz kurundaki istikrarsızlık, cari açık gibi sorunlarla güçlü reformlar, kararlı politikalar ve üretime dayalı ekonomik model ile baş edebilecek birikime ve enerjiye sahip olduğunu savunan Kestelli, şunları ifade etti:
“Cumhuriyetin 100’üncü yılında Türkiye’nin gerçekten dünyada hak ettiği yeri alabilmesini sağlamak için demokratik standartlarımızı yükseltmekten, ekonomide büyük reformlara girişmeye kadar devasa adımları ülkece bir duygudaşlık tesis ederek birlikte atmak zorundayız. Tarım sektörü son yıllarda ülkemiz gündeminin önemli konularının başında geliyor. İçinde yaşadığımız dünyamızın yerüstü ve yeraltı kaynaklarını insanlık olarak bizler tüketiyoruz. Ancak bu kaynaklar maalesef sınırlı. Başka bir ifade ile devamı yok. Gelecekte ya alternatif üretim kaynakları yaratmamız ya yeni bir dünya keşfetmemiz ya da artan verimle sürdürülebilir bir üretim gerçekleştirmek zorundayız. Bu nedenle sürdürülebilirlik konusu bütün dünya için önemli. Hesaplanamayan dış etkenlerin fazlalığı nedeniyle tarım sektörünün iklim değişikliklerine adapte olması, diğer sektörlere nazaran ne yazık ki daha yavaş oluyor. Bu yüzden sürdürülebilir tarım sisteminin geliştirilmesi, değişen dünya düzenin yarattığı problemlerin önüne geçmek açısından büyük önem arz ediyor.”
YERELDE KALKINMA MODELİNE ÖVGÜ
Sürdürülebilir tarım yolunda atılacak her adımda ekolojik dengeye duyarlı ve saygılı olunması gerektiğini savunan Işınsu Kestelli, projelerin ekonomik açıdan uygulanabilir, sosyal açıdan da adil olmasına dikkat çekti. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü ‘yerelde kalkınma modeli’ni çok önemsediğini ifade eden Başkan Kestelli, “İzmir Çalışma ve İş Kurumu Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’de 2015 yılında yüzde 20.6 olan tarımsal istihdamın nüfusa oranı, 2016’da yüzde 19.5’e düştü. Bu oran İzmir’de ise Türkiye genelinin aksine, aynı dönemde yüzde 9.9’dan 10.5’e yükseldi. İzmir, okullarda dağıtılan sütü, ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılan gıda paketlerine konulan ürünleri, park ve bahçeler için fidan, fide ve çiçek ihtiyacını, 2007 yılından beri üretici kooperatiflerinden karşılıyor. Bu sayede, son 10 yılda İzmir’deki üretici kooperatiflerinin üye sayılarında yüzde 161 oranında artış yaşanırken, kooperatiflerdeki çalışan sayısı yüzde 616 oranında arttı. Kooperatiflerin toplam ürün yelpazesinde yüzde 225 büyüme sağlandı” diye konuştu.
Türkiye’de tarım sektörünün 2002-2014 yılları arasında ortalama yüzde 2.1 oranında büyürken, İzmir’de bu büyümenin yüzde 5.3 olarak gerçekleştiğini anlatan Kestelli, Türkiye’de süt üretiminin yüzde 150, İzmir’de yüzde 240’a, sadece Tire ilçesi özelinde ise yüzde 440’a ulaştığını ifade etti. Kestelli, son olarak şunları söyledi:
“Sürgünlerde, yapraklarda ve salkımlarda farklı oranlarda görülen dolu yaralanmaları, bu sezon üzüm üretimini ve kalitesini olumsuz etkileyebilecektir. İncirde de sultani çekirdeksiz üzüm gibi bir erkencilik söz konusu. Bütün tarımsal ürünlerde olduğu gibi kuru olarak tüketilen ve önemli ihraç ürünümüz olan bu iki tarımsal ürün için de hava koşullarına karşı dikkatli olunması gereken bir dönemdeyiz. Üreticilerimizin hem iklim koşullarını hem de bahçelerinin durumlarını, tüccar ve ihracatçılarımızın ise ürün gelişimini iyi takip etmeleri gerekiyor. Ülke olarak sorunlara değil çözümlere odaklanacağımıza inandığım yeni dönemde yolunuz açık, kazancınız bol olsun.”