Sabahları yataktan çıkmakta zorlanıyor, uykunuzu alsanız da kendinizi yorgun hissediyorsunuz. Bununla birlikte havanın daha erken kararması, güneşin yerini yağmurun alması, soğukların gitgide artıp, işlerin yoğunlaşması dolayısıyla gelişen halsizlik, stres ve beslenme düzeninizde değişiklik meydana gelmesinden şikâyetçisiniz. Peki bunun neden böyle olduğunu hiç düşündünüz mü? Tüm bu şikayetlerin sebebinin mevsim geçişleri olduğunu belirten Hastane Derindere Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuğba Günal, doğru bir beslenmeyle, güçlü bir bağışıklık sistemiyle, yaşam kalitemizi yükselterek böyle hissetmekten kurtulabileceğimizi söylüyor.
1. Bağışıklık sisteminizi güçlendirin
Bu dönemde vücut direncini arttırmak, hastalıklardan kendimizi koruyabilmek için antioksidan olarak da görev yapan A, C, E vitaminleri ile selenyum, çinko, magnezyum gibi minerallerin yanı sıra omega-3 ve omega-9 yağ asitlerinden yeteri kadar almak gerekir.
Günde 5-6 porsiyon sebze tüketerek günlük almamız gereken vitamin ve mineralleri almış oluruz.
Balık, balık yağı, keten tohumu soya fasulyesi ve cevizde bulunan omega-3 yağ asitleri güçlü bir antioksidandır ve bağışıklık sistemimizin güçlendirilmesinde etkilidir. Ayrıca zeytinyağı, fındık yağı gibi sıvı yağlarda bulunan omega-9 yağ asitleri de bağışıklık sistemini olumlu etkiler.
Doğal enerji kaynağı olarak adlandırılan ruşeym, mineral maddeler açısından zengin demir, çinko magnezyum, fosfor, potasyum ve bakır içermektedir. Günlük beslenme programınızda kullandığınız ruşeym ekmeklerine ilaven marketlerden alacağınız ruşeymi de mutfağınıza taşıyabilirsiniz.
2.Sıvı tüketimini ihmal etmeyin!
Çay, kahve, kola, kakao gibi kafein içeren içecekler yerine bağışıklık sistemimizi de destekleyen ıhlamur, kuşburnu, ada çayı, beyaz çay veya yeşil çay gibi bitki çaylarını tercih edelim. Toksinlerden ve mikroplardan arınmanın en iyi yolu su ile sağlanıyor. Gerek sıkça elleri yıkamak gerek yeterli sıvı alımı hastalıklardan korunmada su sayesinde gerçekleşen en etkili yöntemlerdir Kış aylarında soğuk nedeniyle su tüketimi azalmaktadır. Vücudun su ihtiyacı ne kadar azalsa da kilo kontrolünü sağlamak amacıyla günde 2-2,5 litre su tüketilmelidir. Su tüketiminde zorluk yaşayanlar, günlük olarak içecekleri suyu tarçın, karanfil veya limon ile aromalı hale getirerek tüketim kolaylığı sağlayabilir.
3.Kışın yürüyüş ve spor yapmaktan korkmayın !
Havaların soğuması, günlerin kısalması hareketsiz bir yaşama davetiye çıkarıyor ve sonucunda kış aylarında alınan kilolarda kaçınılmaz oluyor. Ne de olsa mevsim kıştır, kat kat giyinebiliriz, kilolarımızı giysilerimizle kamufle edebiliriz diye düşünebilirsiniz. Ancak bilinmelidir ki; kışın yapılan spor yazın yapılan spordan daha etkilidir. Kış aylarında vücut ısısına bağlı olarak beden spora daha iyi cevap verir, metabolizmanızı hızlandırır ve mevsim geçişlerine adapte olmaya çalışan vücudunuza dost olur. Her gün 40-45 dakikalık orta tempolu yürüyüşler bedeninize yapacağınız en büyük iyilik olacaktır.