Gıda, beslenme ve sağlık konularında geliştirdiği projelerle toplum sağlığının geleceği için çalışan Sabri Ülker Vakfı, güne zinde başlamak, gün içinde canlanmak için tüketilenkeyifli anların eşlikçisi kahveyi masaya yatırıyor. Kahvenin faydaları ve nasıl tüketilmesi gerektiğine dair önemli bilgiler aktaran Vakıf, tüm besinlerin olduğu gibi kahvenin de dengeli tüketilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
İlk olarak Etiyopya’da keşfedilen tarihi 500’lü yıllara dayanan kahvenin sağlık üzerine etkilerini inceleyen çalışmalara her gün bir yenisi daha eklenirken kahveye olan ilgi her geçen gün artıyor. Kurulduğu 2009 yılından bugüne, gıda, beslenme ve sağlıklı yaşam bilincinin gelişmesine katkı sağlamak, bu konularda bilimsel bilginin iletişimi hedefiyle çalışmalarını sürdüren Sabri Ülker Vakfı Ekim ayında kutlanan kahve günüvesilesiyle kahvenin sağlığa yararları, fazla tüketiminden doğabilecek olası risklere ilişkin önemli bilgiler paylaşıyor.
Kahve metabolizmayı hızlandırıyor!
Magnezyum, potasyum minerali ve B3 vitamini alımına destek olan kahvenin, en bilinen bileşeni olan kafein yorgunluk hissini azaltarak dikkat ve konsantrasyonu arttırıyor. Yüksek antioksidan içeriğine sahip kahvenin bileşimindeki, başta klorojenik asit ve diğer polifenoller olmak üzere çeşitli fitokimyasallar, vücutta zararlı birçok serbest radikale karşı savaşıyor. Kahvenin içerdiği bu fitokimyasalların antioksidan etkilerinin yanı sıra kan şekeri düzeyindeki ani düşüşleri engellediği, metabolizmayı hızlandırdığı, kan damarlarının kasılıp gevşemesine yardımcı olduğu biliniyor. Bütün bunların bir sonucu olarak kahve; şeker hastalığı, kalp-damar hastalıkları, kanser, şişmanlık ve alzheimer hastalıklarından korunmada etkili bir rol oynuyor.
Ne kadar kahve tüketilmeli?
Kahvenin türüne ve uygulanan demleme yöntemine bağlı olarak kafein içeriği de değişiyor. Örneğin 1 fincan filtre kahve yaklaşık 80 mg, çözülebilir kahve 50 mg, tek içimlik espresso ise 120 mg kafein içeriyor. Harvard Halk Sağlığı Okulu, kafeinli veya kafeinsiz kahve tüketimi günde 5 fincanı yani 300 mg’ı aşmadığı takdirde sağlığı olumsuz yönde etkilemediğini; ancak bazı bireylerde bu miktarın dahi kafein kaynaklı uykusuzluk, gerginlik ve kalp çarpıntısına sebep olabileceğini belirtiyor. Bu olası risklere ek olarak son çalışmalar, filtre edilmeden French press usulü demlenen kahve tüketiminin kötü kolesterol olarak da bilinen LDL kolesterolü arttırabileceğini ileri sürüyor. Kahve ve diğer kafeinli içeceklerin düzenli ve aşırı tüketiminin, idrarla kalsiyum atımında ve buna bağlı olarak kemik erimesi riskinde artışa neden olabileceği de belirtilmektedir. Aşırı kafein alımı nedeniyle oluşabilecek risklere karşın gebe ve emziren anneler için kafein alımının günlük 200 mg’ı aşmaması önerilmektedir.