Akdeniz diyeti zeytin ve zeytinyağı açısından zengindir, dünyada sağlıklı kabul edilir ve kronik hastalık riskini azaltabilir. Geçtiğimiz yıl, bir çalışmada, zeytin, fındık veya uzun zincirli omega-3 yağ asitleri ile takviye edilmiş diyet uygulanan deneklerin kanındaki toplam gen ifade düzeyleri araştırıldı ve farklı şekilde ifade edilen genler belirlendi. Kontrollere kıyasla, Akdeniz diyeti alımından sonra ifadesi değişen bazı genler belirlendi ve bu genler enfeksiyon, inflamasyon ve bilişsel bozukluk hatta Alzheimer hastalığı ile açık bir şekilde ilişkilendirildi. Takviye edilmiş diyet uygulanan deneklerde ifadesi değişen bu genlerin yanı sıra bunların düzenlenmesinde yer alan transkripsiyon faktörleri ve mikro RNA’ları da belirlendi. Bu genlerin de şizofreni, neoplazma ve romatoid artrit ile ilişkili olduğu bulundu ve araştırmacılar Akdeniz diyetinin bu hastalıkları azaltmada faydalı olabileceğini düşündüren sonuçlar elde ettiklerini açıkladılar.
Bilim böyledir! Bilimsel kanıtlar ortaya çıktığı zaman, insan, örneğin, Akdeniz diyeti hakkında gerçeklere ulaşır ve özelde bu beslenme şekline ve genel olarak yaşamın kendisine daha fazla güven duyar!
Omega-3 yağ asitleri (ω-3 yağ asitleri, n -3 yağ asitleri) çoklu doymamış yağ asitleri (PUFA) ortak olarak ω-3 konumunda bir son karbon-karbon çift bağına, yani yağ asidinin metil ucundan üçüncü bağa sahip olan bir çoklu doymamış yağ asitleri ailesidir. İnsan fizyolojisinde rol oynayan en yaygın omega-3 yağ asidi bitkisel yağlarda bulunan α-Linolenik Asit (ALA), ve deniz ürünlerinde bulunan Eikosapentaenoik Asit (EPA), Dekosapentaenoik Asit (DPA) ve Dekosahegzaenoik Asit (DHA)’dır (Şekil 1). İnsan, temel omega-3 yağ asidi ALA’yı sentezleyemez ve bunu sadece diyet yoluyla elde edebilir. Bununla birlikte, mevcut olduğunda, karbon zinciri boyunca ek çift bağlar oluşturarak (desatürasyon ) ve onu uzatarak EPA ve DHA oluşturmak için ALA’yı kullanabilirler. Bitkisel yağlar, Omega-6 (ω-6 yağ asitleri, n-6 yağ asitleri) yağ asitlerinin de önemli kaynaklarıdır. 100 g zeytinyağında çoklu doymamış yağ asitleri (n-6 linoleik asit 18:2 ve n-3 alfa linoleik asit 18:3) ortalama yaklaşık 7-9 g bulunur.
Şekil 1. En yaygın omega-3 yağ asitleri ve zeytinyağında da bulunan omega-6 yağ asidi olan Linoleik Asit.
Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu (EFSA), omega-3 yağ asitlerinin kaynağı olan gıda (balık, balık yağı ve deniz ürünleri gibi) tüketiminin beklenen faydalı etkilerini gerçekleştirebilmesi için günlük alınabilir en yüksek doz tanımlamış durumda. Öte yandan, Uluslararası Zeytinyağı Konseyi, Akdeniz genelinde beslenmede ω-6 yağ asitleri ve ω-3 yağ asitlerini içerdiği bilinen “Zeytinyağı” ve “Sızma zeytinyağı” kullanıldığını bildirmektedir. Zeytinyağı üretimi, antik yıllardan beri Akdeniz bölgesi için çok önemli bir konu olmuştur. Arkeolojik kanıtlar zeytin ağacının ekimi ve zeytinin evcilleştirilmesinin milattan öncesine dayandığı söyler. Zeytinyağı, duyusal özellikleri, besleyici ve benzersiz sağlığa yararlı özellikleri nedeniyle büyük önem taşıyan bir üründür. Uzun süreli depolama sırasında yüksek redoks stabilitesi sergileyen bu ürün, sadece fiziksel veya mekanik yöntemler kullanılarak Olea Europea L. meyvesinden elde edilir. Zeytinyağı tüketiminin yüksek besin değeri, tekli doymamış yağ asitlerinin yüksek içeriğinden (%56-84) ve polar fenoller ve tokoferoller gibi fitosteroller, vitaminler ve antioksidanlar gibi minör bileşenlerin varlığından kaynaklanmaktadır. Sızma zeytinyağı, en sağlıklı zeytinyağı türü olarak kabul edilir (Şekil 2). Doğal yöntemler kullanılarak ekstrakte edilir ve saflık, tat ve koku gibi belirli duyusal nitelikler için stadart ölçüleri vardır. Gerçekten sızma zeytinyağının belirgin bir tadı vardır ve fenolik antioksidanlarca yüksektir, bu kadar faydalı olmasının ana nedeni budur. Yasal olarak, zeytinyağı olarak etiketlenen bitkisel yağlar, diğer yağ türleri ile seyreltilemez.
Şekil 2. Zeytinyağının, kronik inflamasyon, kalp hastalığı, kanser, metabolik sendrom, diyabet ve artrit dahil olmak üzere birçok hastalığın önde gelen itici güçleri arasında olduğuna inanılmaktadır.
Bununla birlikte, etiketi dikkatlice incelemek ve saygın bir satıcıdan satın almak çok önemlidir. Ülkemizde yapılan bir Doktora çalışmasına göre, Akdeniz diyeti için arkeolojik kanıtlara sahip Türkiye’de zeytin verimliliği ve zeytinyağı kalitesi lider zeytin üretici ülkeler olan İspanya ve İtalya’ya göre düşüktür ve küresel zeytinyağı değer zincirine entegre değildir. Öte yandan bu konuda küresel rekabet ortamı hızla büyümektedir ve standart ürün tanımı hızla daha çok önemsenmektedir. Sektör, iklim değişikliği gibi gıda ve tarım sektörlerine özel zorluklarla da yüzleşmektedir. Söz konusu sorunların üstesinden gelebilmek, çok disiplinli bilgiye dayalı ürün, süreç ve organizasyonel yenilikleri gerektirmektedir. Sektörün işleyişini olumsuz etkileyen mevcut yapısal sistemik problemler ve bunlar için politika önerileri ivedilikle ortaya konmalıdır. Bu anlamda, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi ülkemiz için oldukça önemlidir ve ulusal politikaların belirlenmesinde aktif görev almalıdır.
Kuşkusuz, bu ülkenin insanı kutsal olarak gördüğü süper sağlıklı zeytin ve zeytinyağını sofrasından eksik etmeyecek ve iklim izin verdikçe üretimden vazgeçmeyecektir.