Yıllarca çalıştığım bir şirketin mekanik bakım atölyesinin çalışkan ve güvenilir şefini hatırlayarak konuya girmek istedim. Bu çalışkan ve güvenilir makine mühendisi şefimizin çalışanlarından yoğun aldığımız şikayet; şefin sabahları işe başlarken selam bile vermeden talimatları yağdırmasıydı. Bu tutum ekibin çalışma performansını olumsuz etkiliyor, atölye şefinin de başarısını gölgeliyordu. Genel de atölye işlerinde gecikmeler yaşanıyordu.
Günümüzde sosyal medyanın ve çevrim içi iletişim araçlarının artan etkisiyle kim olduğumuzla ilgili yapmacık bir algı oluşturma yanılgısına düştük. Kimi hesaplarda renkli fotoğraflarla resmedilen mutlu yaşamlar, kimilerinde bol sertifikalı özgeçmişler… gerçekte kimiz? Kim olduğumuzu belirleyen şey, gerçek yaşamda farkındalıkla yaptığımız davranışlarımız. Güne ‘‘Günaydın, kolaylıklar dilerim’’ sözleriyle mi başlamak istersiniz yoksa bunları esirgeyen günün tamamının kötü geçmesini sağlayan, buna neden olan bir yönetici ile mi?
Yapılan araştırmalar işyerlerinde nezaketsiz davranış ve saygısızlığın çalışanların hem sağlığını hem iş performansını etkilediğini gösteriyor.
İşyerinde kişilerin birbirine nasıl davrandığı kurum kültüründen etkilenir. Egemen kurum kültürünün nasıl olduğu, o şirket içinde yaptığınız basit bir koridor yürüyüşünde rastladığınız yüzlerden anlaşılır. Kimilerinde insanlar sizi yok sayar geçer, kimilerinde gözleriyle selamlayıp gülümseyerek geçer.
Nezaket, başkalarına karşı saygılı ve incelikli davranma anlamına gelir. Zarif olmak; insanlara karşı özenli, düşünceli, kibar ve abartıdan uzak dikkatli olmayı tanımlar.
Zarif insanlar nezaketi kişiliklerinde yaşarlar, başkalarına karşı olan davranışları ile de yaşatırlar.
Nezaket kavramı kaybolduğunda geriye kabalık kalır. Kabalık kelimesi kısaca; kaba davranış, nezaketsizlik anlamına gelirken kaba kelimesi ilk anlamıyla özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz ve incelik karşıtı diğer anlamı ile ise terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse) ve terbiyeye aykırı, çirkin (şey) olarak karşımıza çıkar.
Birçok işyerinde çalışanların işe küskün ve verimsiz olmalarının nedenleri altında; çalışanların birbirine, üstlerin astlarına ve kimi zaman astların üstlerine nezaketsiz ve kaba davranışlarda bulunmaları yatar. Bu nezaketsiz ve kaba davranışlar disiplin işlemi uygulanacak kadar ağır olmayan; mobbing veya kişilik haklarına saldırı açısından hukuki tanımlara tam sığmayan ancak çalışanların iyilik halini hem kişisel hem de iş performansı olarak etkileyen durumlar olarak kendini gösterir. Hangi davranışlar bunlar diye baktığımızda tersleme, söz kesme, alaycı tavırlar sergileme, görmezden gelme, yersiz şakalar hemen akla gelenler…
Nezaketsiz davranışların görülme sıklığı oldukça fazla. Üstelik yapılan araştırmalar, sadece bu davranışlara maruz kalanların değil, şahit olanlarında benzer motivasyon kayıpları yaşadığını ortaya koyuyor. Nezaketsizlik kötücül bir virüse benziyor; yayılıyor ve temas ettiği herkesi etkiliyor, önlem alınmaz ve giderilmez ise kurum kültürünü enfekte ederek hastalıklı kılıyor.
Bahsedilen nezaketsiz davranışların liderlikte yetersiz görünmemek adına yapıldığına da rastlanıyor. Yazının girişinde sözünü ettiğim mekanik bakım atölyesi şefinin bu nedenle davranışının gizini epey sonraları çözümleyebilmiştik. Halbuki eğer takımlarla iş yürütüyor ve onlara liderlik yapmak istiyorsanız, daha yüksek performans yakalamanız için nezaketli olma gerçeğine sıkı sıkıya sarılmalısınız.
Uzun yıllar çalıştığım kuruluşun yönetici-işvereni, her sabah müdür ve üstü yöneticilerin odasına bir adet çiçek gönderirdi. Nezaketin zirvesi diye adlandırabileceğimiz bu davranış, işleri en yüksek performans ve adanmışlıkla yapmamızı motive ediyordu.
İşyerlerindeki nezaketsizlik; iş doyumunun azalması, motivasyonun düşmesi ve performans kayıpları görüntüleriyle işyerinde adeta alt yapı oluşturuyor, kişilerin duygu durumunu ve birbirine olan davranışlarını etkiler boyutlara ulaşıyor. Nezaketsizliğin yerleşik olduğu bir kuruluşta çalışanların yüzde 66’sı çabalamayı bırakıyor, yüzde 80’ni neler olacağıyla ilgili endişe içinde yaşıyor ve yüzde 12’si de işi terkediyor.
Nezaketsizliğin yaratmış olduğu yıldırıcı kurum kültürünü basit müdahalelerle iyileştirmek mümkün. Müdahaleler oldukça basit ama uygulamak irade ve çaba gerektiriyor. İşyerinin her alanında herkese her zaman saygı göstermeyi akılda tutmak ve saygılı davranmak. Konuyu biraz açalım; Bir kimseyle konuşurken dinlemek onunla göz kontağı kurmak (mobil telefon ile meşgul olarak değil!), görünce selam vermek, uygunsuz şaka ve hitaplardan kaçınmak, iş eleştirilerinde kişisel suçlamalardan kaçınmak, etik kodlara bağlı kalarak çalışmak, ayrımcı ve ötekileştirici tutum ve davranışlarda bulunmamak vb.
Yanlış bir davranışta bulunduğunda veya hata yapıldığında özür dilemesini bilmek ve içtenlikle hatayı telafi etmeye çalışmak.
Günümüzde z kuşağı olarak adlandırılan gençlerin anlaşılmazlığı konusunda epeyce duyumlar alıyorum. Hayatın hızı (İstanbul trafiği!) veya başka bahaneler ardına sığınarak ben bilirim merkezci ve hoyrat davranışlarla kurum kültürüne zarar veren yöneticilerin durumlarını gözden geçirip nezaket kurallarını hatırlamalarında büyük yarar var. Kimbilir belki o zaman z kuşağıyla barışık çalışma yollarını keşfederler.
Necdet Buzbaş
TOBB Gıda Meclisi Başkanı
Kaynak: Kübra Öztürk Sever, ÇASGEM Bülten. Ocak 2023