Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 16 Ekim 1945 tarihinde kurulmuş. Dünyadaki açlık ve yoksulluğu ortadan kaldırmak misyonu ile yola çıkan kuruluş, 16 Ekim kuruluş gününü Dünya Gıda Günü olarak duyurmuş.
Dünya Gıda Günü kapsamında FAO merkezince her yıl açlık, açlıkla mücadele, yetersiz beslenme, kaynakların adil paylaşımı vb. gibi konuları gündeme taşıyacak temalar belirleniyor ve düzenlenen etkinliklerde açlık sorununa kamuoyu dikkati çekilerek, adaletsiz gıda paylaşımı gıda üretimi-tüketimi, yeterli ve dengeli beslenmenin önemi konuşuluyor. Tüm dünyada 150’den fazla ülke bu etkinliklere katılım sağlıyor.
Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS), FAO Türkiye İşbirliği ile Dünya Gıda Günü etkinliklerine 2006 yılında başlamış, formatı değişiklik gösterse de günümüze kadar devam ettirme başarısı göstermiştir. Yaşanan bu süreçte Dünya Gıda Günü FAO misyonuna bağlı kalınarak kutlama kelimesi kullanmaktan kaçınılmıştır. Dünya Gıda Günü FAO misyonu kutlamayı değil; açlığı anmayı, açlıkla savaşmayı ve aç insanlarla empati yapabilmeyi sağlayacak etkinliklere sahne olmalıdır.
FAO’nun kuruluş yıldönümü aynı gün olabilir ancak etkinliklerin kesin sınırlarla ayrıştırılması, yeterince sahip çıkmadığımız dünya aç insanlarına göstereceğimiz saygının gereğidir.
FAO 2022 yılının 16 Ekim Dünya Gıda Günü temasını ‘‘kimseyi arkada bırakma’’ olarak belirlemiş. Veriler dünya genelinde milyonlarca insanın sağlıklı bir beslenme için yeterli ekonomik imkanlara sahip olmadığını, bu nedenle gıda güvencesizliği ve kötü beslenme riski yaşadığını gösteriyor.
On altı yıl önce TÜGİS tarafından düzenlenen Dünya Gıda Günü etkinliğinde dünyadaki aç insan sayısı 950 milyon kişiydi. Bu yıl yani on altı yıl sonra dünyadaki aç insan sayısı 850 milyon kişi. Uygulanan neoliberal politikalarla küreselleşme şaha kalkmış algısı vermiş olsa da gerçekte bir çok insanı geride bıraktığımızın farkına varamadık…
Yaşanan süreçte dirençli bir gıda sistemi oluşturulamadı. Dirençli gıda sistemi kavramı, hayatımıza iklim kriziyle girdi. Dirençli gıda sisteminden kastedilen aslında ekolojik ama aynı zamanda ekonomik, Covid-19 salgını gibi bir takım dalgalanmalarda sistemin hasar alıp almadığına ve toparlanma kapasitesine odaklanıyor. Yani sistem yaşanacak bir krizde sağlam mı duruyor, yoksa çöküntüye mi uğruyor?
Günümüzde Ukrayna-Rusya savaşı, iklim değişikliği ve Covid-19 salgının etkilerini yoğun olarak yaşayan Afrika Boynuzu bölgesinde, halk yoğun şekilde hastalık ve açlıkla mücadele ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün yaptığı son çağrıda, bölgeyi kapsayan yedi ülkede (Cibuti, Etiyopya, Kenya, Somali, Güney Sudan, Sudan ve Uganda) gıda güvensizliğinden etkilenen 80 milyondan fazla insan olduğu tahmin edilirken, 37.5 milyondan fazla insan IPC (akut gıda güvensizliği) 3 aşaması olarak sınıflandırılıyor. Yedi ülkenin altısında kızamık salgınları da görülüyor. DSÖ acil, hayat kurtaran bir çalışma yürütmek için 123.7 milyon ABD doları tutarında bir finansman talebinde bulundu. (26.08.2022)
FAO’nun 2022 yılının Dünya Gıda Günü temasını ‘‘Kimseyi Arkada Bırakma’’ olarak belirlemiş olduğundan söz etmiştik. 16 Ekim Dünya Gıda Gününe sayılı günler kala, sosyal medyada yaşanan çelişkiler içeren hareketliliğe değinmek isterim;
– ‘‘Dünya Gıda Günü kutlamaları 16 Ekim 2022 Pazar günü yapılacak’’
– ‘‘Dünya Gıda Günü farklı ülkelerdeki kutlamalarla 40 gün 40 gece sürecek’’
– ‘’16 Ekim Dünya Gıda Günü Konferansı’’ havuz başı kokteyli ile kapanış’’
Dünya Gıda Günü bir kutlama günü değildir, olmamalıdır. Misyonuna uygun anılmalı, çözüme çağrı donanımlı olmalıdır. Misyona FAO’nun sahip çıkması beklenir. Dünya nüfusunun yüzde 10’nun aç olduğu, bir o kadarının da sağlıklı beslenemediği günümüzde kutlamalar, havuz başı kokteylleri konunun özüne ne kadar yabancılaştığımızı gösteriyor. ‘‘Kimseyi arkada bırakma’’ teması bu anlayışla yaklaşılır görünmüyor.
Biraz empati, misyona bağlılık görevimiz olmalı.
Necdet BUZBAŞ
TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı