Metan (CH4), atmosferik ısınma ile ilgili insan faaliyetlerinin yaklaşık beşte birinden sorumlu olan renksiz ve kokusuz güçlü bir sera gazıdır.
Bilim insanları Sanayi Devriminden bu yana küresel sıcaklıklardaki artışın yüzde 20-30’nun metandan kaynaklandığını belirtmektedir. Tahminlere göre atmosferdeki metan miktarının 2030 yılına kadar yüzde 13’e kadar artması beklenmektedir.
Metan azaltımı, iklim politikası için kolay ulaşılabilir bir hedef olarak kabul edilmektedir. Gezegeni ısıtma gücüne ve nispeten daha kolay çözülecek bir sorun olmasının kabulü nedeniyle iklim politikalarında karbondioksite kıyasla daha geri planda kalmış ve son yıllara kadar metanın rolü sanki göz ardı edilmiştir. Politika yapıcılar “Bir şeyin her şeyini öğrenmek, her şeyin bir şeyini öğrenmekten yeğdir.” deyişine itibar ederek önceliği karbondioksite tanımışlardır.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) metanın iklim değişikliğiyle mücadeledeki kritik rolünü vurgulamakta ve metan emisyonlarının, 2030 yılına kadar en az yüzde 30 oranında azaltılmasının küresel ısınmayı 1.5°’lik sıcaklık sınırında tutabileceğini belirtmektedir.
Metan emisyonları önemli bir uluslararası endişe kaynağı olmasına rağmen metan azaltım stratejileri yakın zamana kadar yeterli ilgiyi görmemiştir. Bugüne kadar ki en iddialı küresel girişim COP26’da tanıtılan ve 150’den fazla ülkenin onayını alan “Küresel Metan Taahhüdü” olmuştur. Paris Anlaşması’nın hedefleriyle uyumlu olan Küresel Metan Taahhüdü’ne katılan ülkeler, 2020 yılına kıyasla en az yüzde 30 azaltmayı gönüllü olarak taahhüt etmişlerdir.
Dünya genelinde metan politikaları ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de kamu otoriteleri son yıllarda düşük maliyetli metan azaltma fırsatlarının farkına varmaya başlamıştır. ABD, Avrupa Birliği, Çin ve Rusya gibi önde gelen aktörlerin metan emisyonlarını azaltmaya yönelik girişimleri, küresel çevre politikaları üzerindeki etkileri nedeniyle hayati önem taşımaktadır.
Türkiye’nin metan emisyonları tüm sera gazları toplamının yaklaşık yüzde 12’sini oluşturmaktadır. En büyük katkı tarımdan (%61.4), ardından enerji (%19.3) ve atık sektörlerinden (%19.3) gelmektedir.
Tarımdaki bu yüksek oran hayvancılıkla ilgilidir. Hayvancılıkta bu sorun büyük ölçüde hayvan yetiştirme ve otlayan hayvanların sindiriminden kaynaklanmaktadır. Geviş getiren hayvanların diyetlerinin değiştirilmesi, tarım sektöründeki temel metan azaltma çözümü olarak kabul edilmektedir. Bilim insanları geviş getiren hayvanların neden olduğu bu sorunu çözmeye çalışırken yapılacak AR-GE destekleri yeni teknolojilerin geliştirilmesinde önemli rol oynayacaktır.
ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), ABD’deki süt ineklerinin yemlerinde kullanılmak üzere, metan gazının azaltılmasını sağlayan Bovaer isimli takviyeye onay verdi.
Dsm-firmenich tarafından üretilen ve Kuzey Amerika’da Elanco Animal Health Inc. tarafından dağıtılan bu takviye, ineğin işkembesinde metan oluşturan enzimi baskılayarak çalışıyor. Emziren inek başına günde bir yemek kaşığı Bovaer verilmesi, metan emisyonlarını yüzde 30 veya yılda 1.2 metrik ton karbondioksit eşdeğerinde azaltıyor.
Bovaer, bir galon (3.8 litre) süt için birkaç sentlik bir maliyetle, gıda şirketlerinin iklim taahhütlerinin ve tüketicilerin daha sürdürülebilir süt ürünleri taleplerini karşılamalarına yardımcı olabilecektir. Bovaer’in Elanco tarafından 2024 yılının üçüncü çeyreğinde piyasaya sürülmesi planlanıyor.
Metan gazı emisyonlarının bir diğer kaynağının atık sektörü olduğunu belirtmiştik. BM Çevre Programı (UNEP) Gıda Atık Endeksi Raporu 2021’e göre küresel olarak üretilen gıdanın (yaklaşık 4.2 milyar ton), yüzde 17’si israf edilmekte ve küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 8-10’u da gıda atıklarıyla ilişkilendirilmektedir.
Katı atıkların önemli bir kısmı organiktir ve düzenli depolama alanlarından uzaklaştırılarak başka alanlarda kullanılabilir, kompostlama ve anaerobik yanma yoluyla faydalı bir enerji kaynağına dönüştürülebilir.
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), Daktilo 1984 işbirliğiyle, 4 Haziran 2024 tarihinde “İklim Değişikliğiyle Mücadelede Metan Emisyonlarının Rolü ve Türkiye için Politika Önerileri” adlı raporun kamuoyu ile paylaşılmasına fırsat sağladı.
Kendilerine teşekkür ederken, Türkiye’de metan emisyonlarına dikkat çeken ilk raporu hazırlayan Daktilo 1984’ü de kutlarım.
Necdet BUZBAŞ
TOBB Gıda Meclisi Başkanı