164 ülkeye un ihracatı gerçekleştiren un sanayi, geçen yıl 3 milyon 663 bin ton un ihracatıyla yeni bir rekora imza attı ve 1 milyar dolar üzerinde gelir sağladı.
Bu yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 artışla 1 milyon 800 bin ton un ihracatı gerçekleştirdi ve 680 milyon dolar gelir elde etti. Dokuz yıldır dünyanın un ihracat şampiyonu olma özelliğini taşıyan sektör, bu yılın tamamını 4 milyon ton un ihracatına karşılık 1 milyar 500 milyon dolar gelirle kapatmayı hedefliyor.
Ancak 2024 yılı Haziran ayından başlayarak, sözü edilen güzel gidiş aksamaya başladı.
Haziran ayının ilk haftasında, yeni hasatın başlamasıyla birlikte Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından 2024 yılı mahsulü hububat alım fiyatları açıklandı. Geçen yıl 22 milyon ton olan buğday üretiminin bu sezonda 21 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor, rekoltede bir sorun yaşanmayacak.
TMO, 2024 yılı için ekmeklik buğdayda ton başına 9.250 TL, makarnalık buğdayda 10.000 TL ve arpa için de ton başına 7.250 TL alım fiyatı belirledi. Hububatta destekleme primi ise buğday için ton başına 1.750 TL, arpa için 750 TL olarak duyuruldu.
TMO destekleme primi sonrası buğdayı 11.000 TL, makarnalık buğdayı 11.750 TL ve arpayı da 8000 TL fiyattan alıyor. Prim dahil geçen yıla göre ekmeklik buğdayda fiyat artışı yüzde 18.9, makarnalık buğdayda yüzde 17.5 ve arpada yüzde 6.7 oldu.
TMO elindeki büyük miktardaki stoka rağmen 600’e yakın noktada alım yapmaya başladı.
Yüksek stok nedeniyle çiftçinin mağduriyet yaşamaması için sanayicinin 21 Haziran-15 Ekim tarihleri arasında buğday ithalatı yapmasını yasakladı. İhracat yapmak isteyen sanayiciler, iç piyasadan buğday temin ederek un ihracatı yapıyor.
Sanayicinin sorunu da burada başlıyor. İç piyasada açıklanan fiyatlar bir taraftan enflasyonun altında kaldığı için çiftçiyi memnun etmezken, diğer taraftan sanayiciye getirilen ithalat yasağı nedeniyle iç piyasadan kilo başına yaklaşık 50-60 dolar daha pahalı buğday alıp ihracat yapmaya zorluyor. İhracat yapan sanayici karlılıktan fedakarlık yaparak pazar kaybetmemek adına ihracat yapmaya çalışıyor.
Un ihracatıyla ilgili stratejik bazı kararlar almanın zamanının geldiğini hatırlatmak isterim. En çok ihracat yapmakla öğündüğümüz Mısır ve Endonezya’dan yerel un üretimi yapacak yatırımların arttığı yönünde haberler alınıyor. Gelişmekte olan ülkelerin özellikle tarım ürünlerinde yaptıkları ithalatı bir dönem sonra yerli üretimle sonlandırma çabaları sıkça yaşanır.
Özellikle un üretiminde, bir yandan bitmiş ürün ihracatı yaparken diğer yandan un fabrikaları kuran makine ve tesisleri ihraç eden güçlü bir makine sanayimiz var. Un ithalatı yapan ülkeler, zaman içinde kendi fabrikalarını kurup buğday ithalatıyla un ihtiyaçlarını giderebilirler. Yakın gelecekte yaşanabilecek bu risklerin bugünlerden minimize edilecek çözümlerine odaklanmalıyız.
Örneğin bu ülkelerde yerel ortaklıklarla kurulacak fabrikalara know how taşıyarak varlığımızı sürdürebilir, ülkemize getiri taşıyabiliriz.
İhracatta karlılığı ve devamlılığı artırmanın en etkili yolu inovasyon yapmaktan geçiyor. Türkiye inovasyon potansiyeli yüksek bir ülke olarak, yeni ürünler ve maliyet optimizasyonuyla rakiplerinden daima bir adım önde yer alarak ihracatını sürdürülebilir kılabilecektir.
Necdet BUZBAŞ
TOBB Gıda Meclisi Başkanı