Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr.Nihat Pakdil, tüketim tercihlerinde kaymalar olduğunu ve hayvansal üretimin daha çok önem kazandığını belirterek, “İnsanların dışarıda yemek yeme alışkanlığının artması, tüketimin daha çok hayvansal yöne kaymasına neden oluyor. Bunun için de ihtiyacımızın karşılanması ve dışarıya bağlı olunmaması için gıdamızı başkasının insafına bırakmamak için çabalar gösteriyoruz.” dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından düzenlenen Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık Çalıştayı, Antalya’nın Kundu Oteller Bölgesi’nde bulunan bir otelde başladı. Çalıştayda, hayvancılık, yem sektörleri ile üretici birlikleri temsilcileri ve akademisyenlerin yer aldığı yaklaşık 300 kişi yer alıyor.
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Pakdil, yaklaşık 14 milyon hektar mera alanı, 24 milyon hektar tarımsal üretim alanı ile 121 milyon ton bitkisel üretime sahip Türkiye’de, 14,5 milyon büyükbaş, 45 milyon küçükbaş hayvan varlığı olduğunu belirtti. Pakdil, 1,2 milyon tonu aşan kırmızı et üretiminin yanı sıra 2 milyon ton beyaz et, 18,5 milyon ton süt, 20 milyar civarında yumurta ve kendi üretimi hariç 20 milyon tonu aşan bir yem sektörü olduğunu belirtti.
İnsanoğlunun yaratılışından bu yana değişmeyen en önemli ihtiyacının yeme içme alışkanlığı olduğuna dikkati çeken Pakdil, Bakanlık olarak insanların gıda ihtiyacını karşılamanın yanı sıra gıda güvenliğinin nasıl sağlanabileceğini çalıştıklarını kaydetti.
Tarım imkânı olan, tarımsal üretim yapan ülkelerin sorumluluğunun sadece kendi insanlarına yönelik olmaması gerektiğini de vurgulayan Pakdil, dünyada birçok ülkenin gıda üretme imkânına sahip olmadığını, bu nedenle ülkelerin sadece kendileri için üretmesinin doğru bir yaklaşım olmadığını vurguladı.
Fert başına gelirin artmasıyla birlikte tüketim tercihlerinde de kaymalar olduğunu ifade eden Pakdil, “Hayvansal üretim daha çok önem kazanıyor. İnsanların dışarıda yemek yeme alışkanlığının artması tüketimin daha çok hayvansal yöne kaymasına neden oluyor. Bunun için de ihtiyacımızın karşılanması ve dışarıya bağlı olunmaması için gıdamızı başkasının insafına bırakmamak için çabalar gösteriyoruz.” diye konuştu.
Sürdürülebilir üretim için planlama
Tarımda sürdürülebilirliğin önemine işaret eden Müsteşar Yardımcısı Pakdil, insanların ihtiyacına göre üretim planı yapmak, hem üretici hem de çiftçilerin geliri artırma yollarını bulmak gerektiğini bildirdi.
Kırsal nüfusun azaldığını, şehir nüfusunun ise arttığını ifade eden Pakdil, tarım arazilerinin parçalanmasını önlemek için çalışmaların sürdürüldüğünü vurguladı. Pakdil, kuraklık nedeniyle az miktarda kaba yem ithal edildiğine de dikkati çekerek, “Az bir miktar kaba yem gelmiş olsa da bunu çok büyük bir miktar gibi gösteriyorlar. Bütün kaba yemi ithal ediyormuşuz gibi lanse ediliyor. Böyle bir durum yok. Sektörümüz kendi imkânları içinde ülke içinden bu ihtiyacını temin ediyor. Çok fazla kaba yem ihracatı varmış gibi gösterilmesi doğru değil. Yağış yetersizliği nedeniyle düşen verim kaybı nedeniyle bir miktar ithalat yapılmıştır. Çok büyütülecek bir durum söz konusu değil.” açıklamasında bulundu.
Hayvancılık Genel Müdürü Koçak
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürü Dr.Durali Koçak da hayvancılığın her dönemde önemini koruduğunu söyledi. Koçak, “Bizim için olmazsa olmaz hayvansal gıdaların temininde, gıda güvenliğinin karşılanması için oluşturduğu istihdam bakımından ve ülke ekonomisine katkısı bakımından hayvancılık bizim için önemlidir. Bundan vazgeçmemiz mümkün değildir.” diye konuştu.
Türkiye’deki hayvan varlığı hakkında da bilgiler veren Koçak, besi işletmelerinin büyük bölümünün küçük işletmeler olduğunu, fakat giderek büyüdüğünü söyledi.
Hayvancılığın sabır isteyen bir sektör olduğunun altını çizen Koçak, “Doğum ve süte ulaşmada süre var. Bu sektörde desteklenmelidir. Nasıl olsa bir ekonomik faaliyettir, ‘Kâr etmiyorsa bıraksın.’ deme lüksümüz yok. Gıda güvenliği için biz sektöre katkıda bulunmak zorundayız. ‘Para ile değil mi istediğim yerden alırım.’ deme lüksümüz yok. Ne olursa biz bunu üretmek durumundayız.” dedi.
Çalıştay, 11 Ocak’ta sona erecek.