Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, “Gıda, tarım ve hayvancılık olmazsa olmazımızdır. Milli bir olaydır. Kendimize yeteceğiz ve aşacağız. Aştıklarımızı da inşallah ihraç edeceğiz. Bu konuda hiç şüphem yok.” dedi.
Bolu’ya gelen Fakıbaba, Vali Aydın Baruş’u ziyaret ederek, Valilik Yedigöller Toplantı Salonu’nda basın mensupları ile bir araya geldi.
Fakıbaba, hükümetin tarım, gıda ve hayvancılıkla ilgili destekleri olduğunu hatırlatarak, bu desteklere bakanlık olarak sahip çıkacaklarını, üreticileri kesinlikle yalnız bırakmayacaklarını söyledi.
İthalatı önleyeceklerinin altını çizen Fakıbaba, “Daha sonra da ihracata geçeceğiz. Bunlar öyle ezbere konuşulan laflar değildir. Yavaş yavaş da inşallah bunların semeresini almaya başlayacağız. Gıda, tarım ve hayvancılık olmazsa olmazımızdır. Milli bir olaydır. Kendimize yeteceğiz ve aşacağız. Aştıklarımızı da inşallah ihraç edeceğiz. Bu konuda hiç şüphem yok. Geldiğim günden beri bunları söylüyorum ve söylemeye devam edeceğim.” şeklinde konuştu.
Bakan Fakıbaba, et ithal edilmesindeki en büyük nedenin anaç olmaması olduğunu vurgulayarak, “Ana olmadığı için de çocuk yok. Yani buzağı, kuzu yok. Biz bunları artırmayı hedefliyoruz ve inşallah bu sene özellikle büyükbaşlarda düve, küçükbaşlarda da anaç koyunla ilgili büyük teşviklerimiz olacak.” ifadelerini kullandı.
Koyun desteğine de değinen Fakıbaba, şöyle devam etti:
“Ziraat Bankası açıkladı ve açıklama Resmi Gazete’de yayımlandı. Biz bunun altını dolduracağız. 300 koyunu Ziraat Bankası’nın kredisiyle tarım kredi alacak. TİGEM sözleşmeli ailesi olacak. Biz ona yem ve ilaç desteği de vereceğiz. Asgari ücretini vereceğiz. Sigortalayacağız ama bunu bir avans olarak veriyoruz. Biliyoruz ki bu işin içerisinden iyi para kazanılacak. En kötü ihtimalde bir koyun 1,4 yavru verirken, biz 1 olarak kabul ediyoruz. Yani bir yıl sonra bu 300 koyun 300 yavru veriyor. 300 koyun ve 300 yavrunun 5 ay sonra fiyatları belli. Bu 300 koyun, direkt olarak üreticinin hakkı. Bizim değil. Yani 300 koyunun fiyatı belli ve fiyatını çarpacaksınız. Bizim verdiğimiz avansı çıkartacaksın. Elinde adamın para kalacak. Ne kadar kalacağını da biliyoruz. Bir aileyi gerçekten geçindirecek.”
“İhracatın önü açılacak”
Fakıbaba, bu projenin hem ithalatı önleyeceğini hem de ihracatın önünü açacağını vurguladı.
Bunun herkese koyun verileceği manası taşımadığını anlatan Fakıbaba, “Bu çok önemli. Bizim düşüncemiz ‘Hadi herkese sıradan verelim, herkes koyun sahibi olsun.’ değil. Merası, barınağı, kredibilitesi olacak, bu işle iştigal etmiş olacak. Yani ‘Herkese vereceğiz.’ diye bir kaide yok. Amacımız; anaç hayvan sayısını artırarak hayvan sürümüzün sayısını çoğaltmak. Hem büyükbaş hem de küçükbaşta bunu yapacağız. Amacımız, gerçekten şu anda 45 milyon olan küçükbaş hayvan sayımızı istediğimiz seviyeye getirmek, TÜİK rakamlarına göre 16 milyon olan büyükbaş sayımız da belirli seviyeye getirmek.” diye konuştu.
Bu işe iştigal edenlere, ahırında 10 hayvanı olana da bin hayvanı olana da destek vereceklerini bildiren Fakıbaba, ithalatı bunlarla önleyeceklerine işaret etti.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba, hayvanı besleyerek değil doğurtarak, yavru elde ederek, büyüterek, dişilerini tekrar doğuma ayırarak, erkekleri de belirli bir yaştan sonra yeterli et miktarını elde ettikten sonra kasaba göndererek et miktarını artırarak ihtiyacı karşılayacaklarına, projenin amacının bu olduğuna dikkati çekti.
Durumun tarımda da bu şekilde olduğunu söyleyen Bakan Fakıbaba, “Bu konuyla ilgili olarak da köy projelerimiz var. İnşallah bunu da bu sene göreceksiniz. Biz talebe göre arzı yapmış olsak, bize ne lazım pamuk, o zaman pamuk üretelim. Buğday lazımsa sözleşmeli aileler belirli köylerde sadece buğday üretecek. Eminim Türkiye’nin bu bağlamda hem tarımda hem hayvancılıkta önü açık. Planlarımızı yapıyoruz. Kendimizden hükümetimiz ve tarım bakanlığı olarak eminiz. Yolumuza devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.